Bugün 24’ü Ayın

Doğum günündü dün. Geldiğimden beri ilk defa bugün gösterdi yüzünü güneş gül yüzün hatırına.
Turkuaz aradı, sohbet ettik biraz, senden bahsetmedim. “Orada da mı ya!” derdi söylesem çünkü dinleyen herkes bıktı senden ama ben anlatmaktan sıkıldım diyemem.
Burada da geçen sene olduğu gibi her milletten insana anlatıyorum seni. “Nasıl bitti?” sorusunun cevabına şaşkınlar çünkü “Bitmedi”.
Başlamayan şey biter mi?
Belki en büyük hatamdır o gün o tekneye binmemek. Belki de verdiğim en doğru karardır.
Kuzey yıldızlarının altında bir bardak çay içer miydim o akşam yanında olsam?
Bir an olsun kalbimden silebilir miydim seni?
Bir insan aynı beş harfi kaç defa yazıp silebilir hem de kağıt kalem olmadan?
Daha fazla soru sormasam; kalbine olmasa da defterine yazar mısın adımı?
Rotring’in icadından beri “0,5 ucu olan var mı?” sorusunun sorulduğu kadar güzel geçsin yeni yaşın.
Ben yine 0,7 uçlu Faber kullanacağım sensiz.
Başlıkları tükenmez kalemle atacağım.
Tükenmez kalemlerimin tükendiği her anda, oturup sana bir şeyler yazacağım…

Tükenmez denilen her şey yalan. Buna aşk da dahil…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Keyifsiz

Unutulmaz

Mezuniyet